"Arkadaslar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti seyhler, dervisler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En dogru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatidir. "

bush ve ayakkabı

4 Eylül 2008 Perşembe

leman ve penguen bu hafta kapak

Bir bağış hikáyesi...


Almanya’daki Deniz Feneri, bizim ahaliyi 41 milyon Euro tokatlamış ya...

Aklıma geliverdi, mübarek ramazan günü ben de bağış yapayım dedim, Türkiye’deki Deniz Feneri’ni aradım.

*

Karşıma çıkan telesekreter, beni telefonda uzuuun uzun bekletirken, fonda devamlı ne çalıyor biliyor musunuz?

"Dümbeleği çala çala

yoruldu bileklerim..."

*

Mesajı aldım.

*

E çal çal, aynı nakarat...

Duymaktan yoruluyor insan.

Kapattım.

Leman kapak 878

kapak878.jpg

Haram lokma ve siyasetin çöküşü
Haram lokma ve siyasetin çöküşü
Benim fikir ve siyaset sözlüğümde haram lokma, öncelikle, kamu kaynaklarının talanından elde edilen servet ve nimet anlamındadır.

Türkiye'nin en büyük sıkıntısı, haram lokmadan kaynaklanan sıkıntıdır.

Basın dünyamız, güncel tablolara kendi tarzı içinde bakıp bu haram lokma olumsuzluğunu vurgun, soygun, çeteleşerek Türkiye'yi soymak, kamu haklarını ihlal etmek, emeğe ve alın terine ihanet... şeklinde değişik ifadelerle vermektedir. Adı anılmayan daha onlarca haram lokma sektörü var bu ülkede...

Bazı örnekleri, ATO'nun kamuya mal olmuş raporlarından izleyelim:

1971-99 yılları arasında hükûmetlerin bütçe dışı harcadıkları paranın toplam rakamı 116 milyar dolar. Aynı rapora göre, kaçak kullanım, vatandaşlar kadar kamu kuruluşlarında da olmaktadır.

Türkiye genelinde kaçak elektrik kullanımı % 23.5'tir.

Yatırıma ayrılan her 3 liranın 1 lirası, rüşvete gitmektedir. Kamu İhalesi Kanunu, bir yandaş kollama ve haramı teşvik kanunu gibi çalışmaktadır.

Yarım kalmış yatırımlara harcanan paranın 2004 itibariyle yekûnu 130 milyar dolar.

Her 3 CD'den birinin, her yüz kitaptan 40'ının, her yüz bilgisayar yazılımının 58'inin korsan, yani haram kazanç olduğu tespit edilmiştir.

Türkiye, dünyada eşi görülmemiş bir korsan kazanç cennetidir. Bu demektir ki Türkiye, helal lokma yemek isteyenler için bir cehenneme dönüşmüştür. ATO'nun araştırmalarını kamuoyuna açıklayan raporların önümüze koyduğu tablolardan biri de şudur:

Özetleyelim:

%99'u ‘Müslüman’, yüz bin camili Türkiye, tam bir haram lokma cenneti veya cehennemi görünümü arz ediyor. Türkiye, bir ‘emeğe ihanet ülkesi’...

Bu tablo dikkate alınarak Türkiye'nin durumu yeniden değerlendirilmelidir.

Haram kazanç, emeğiyle geçinmeye çalışan kitleleri değil, kayıt dışı ekonomiyi beslemektedir. Kayıt dışı ekonominin oranı ABD, İsviçre ve Avusturya'da %8, İngiltere, Hollanda, Fransa, Almanya, Kanada ve İrlanda'da %13 ila 15, Danimarka, Belçika, İtalya ve Yunanistan'da %18 ila 28, Türkiye'de ise % 66'dır. Bunun anlamı, Türkiye'de, emeğe ihanetin, erdemli insanı cezalandırma kurumuna dönüştüğüdür.

Kamu malını çalıp çırpanlar, insanlık suçlarının en ağırını işlemektedirler. Türkiye'ye hıyanetin öncüleri de bunlardır.

Haram lokma zulmünün açtığı yara, insanımızın seçkinliklerinden biri olan ‘hak duygusu ve hakka saygı’ ruhunu öldürmüştür.

Türkiye'de en tehlikeli tehditlerden biri de insanımızdaki hak duygusunun zayıflaması ve neredeyse yok olma noktasına gelmesidir.

İnsanımızın hak duygusunu süratle hayata döndürerek tatlı yalanla uyuşmayı beceri sanan kitleleri, acı gerçeği yeğleyecek ruh yapısına kavuşturmak borcundayız.

“Devletin malı deniz, yemeyen domuz” şeklindeki zehirli sloganı şu şekle getirmek borcundayız:

"Devletin malı deniz, bir lokmasını yiyen domuz!"

1980 sonrasının siyasal iktidarları haram lokmayı meşrulaştıran politikalarla bu ülkenin ahlak ve vicdan yapısını büyük bir yıkıma uğratmışlardır. Bu yıkım durdurulmadıkça bu ülkenin iflahı ve bu kitlenin refahı mümkün değildir. İstisnalar, her alanda olduğu gibi burada da kuralı bozmuyor, bozamıyor.

İşte bütün bu sebeplerledir ki, haram lokmaya bir biçimde koruma sağlayan veya sağladığı kamuoyunca düşünülen ‘Milletvekili dokunulmazlığı’nı sınırlamayı hayatî önemde görmekteyiz.


ciziyorum ercan akyol

Çadırdaki memleket...


RAMAZAN çadırlarına iyi bakın.

O çadırlar size bir milletin ne halde olduğunu anlatır.


Türkiye’nin en zengin kenti İstanbul’da 26 ilçe belediyesinin 50 çadırında her gün 180 bin kişi karnını doyuruyor...

Ülkenin başkenti Ankara’da 30 ayrı yerde, belediyeye muhtaç 18 bin kişi her gün iftarını açıyor.

İzmir’de günde 6 bin kişi...

(.........)

Muhtaç ailelere, belediyeler ile kurumların paket olarak dağıttığı iftarlıklar bunun dışındadır.

Ulaşılıp da bilgi alınabilen sadece on ilde (Vatan Gazetesi’nin araştırmasıdır) yardıma muhtaçların toplam sayısı 11 milyondur...

Tüm yurtta ise bir tahmine göre 20 milyonun üzerinde.

*

İktidar, çoğalan çadır sayısını iyi bir şeymiş gibi başarı sayarken, aslında o çadırlar bize Türkiye’nin halini anlatır.

20 milyon muhtaç...

Holdingler büyürken, yabancı sermaye gelip kárını katlayıp giderken, iktidar şürekası zenginleşirken ve iktidar ile yalakaları ekonominin iyi olduğunu papağan gibi tekrarlayıp dururken...

Gerçek ramazan çadırlarındadır.

Ve çoğaldıkça çoğalıyor çadırlar...

Görmüyor...

Gözüm kör, gözüm...

(.........)

O çadırların önünde kuyruğa girenlerin ya da yardım alanların sayısı, AKP’yi iktidar yapan 16 milyon oydan en az 5 milyon daha fazladır.

En büyük partidir o...

O yoksul-muhtaç insanların gözü görüp de bir an için yoksulluklarını sorgulayabilselerdi... Bir an için "Madem Türkiye iyi yönetiliyor ve işler yolunda, o zaman ben niçin bu çadıra muhtacım?" diye sorabilselerdi...

"En büyük parti" çoktan kendi iktidarını kurmuştu...

*

Ama olmuyor işte...

O çadırlar o insanlara yoksul ve açlıklarını hatırlatıp gerçeği anlatacağına, onlar çadırları iktidarın başarısı sayıyorlar.

Ve eminim tümüne yakını AKP’ye oy veriyordur.

Çadırlar hatırına...

Kör gözüm...

Kör...<

Hiç yorum yok:

marx bize gülümsüyor

Leman 883

KARACA EMLAK GAYRİMENKUL HİZMETLERİ

kelepirx emlak acil satılık emlak ilanları,konut,işyeri,ücretsiz danışmanlık !!!emlax

TEKNİKANALİZ HALİL RENCBER

 
META Tag Generator